7 Aralık 2014 Pazar
30 Kasım 2014 Pazar
29 Kasım 2014 Cumartesi
28 Kasım 2014 Cuma
AYAK BİLEĞİ ANATOMİSİ VE PATOLOJİLERİ
Ayak Bileği
Ayak bileği sinovyal bir eklemdir ve tibia, fibula
ve talus kemiklerinden oluşur. Vücut ve ayak arasında oldukça stabil bir köprü
oluşturur. Ayak bileği vücudun yer çekimi merkezinin dışında olduğu için varus
ve değişik kompresif streslere açıktır. Eklemin kemik yapısına baktığımızda iç
ve dış tarafta tibia ve fibula kemiklerinin malleolleri ile tavanını tibianın
düzgün yüzeyinin yaptığını görürüz. Fibulanın malleollü tibianın maleolüne göre
daha aşağıda ve arkadadır. Bu nedenle malleoller arasında ki eksen bacağın
koronal plandaki eksenine göre yaklaşık 15 derece dış rotasyondadır. Ayak
bileği eklemine anterior talofibular
ligaman önde derinlik kazandırır ve tibianın
malleolünün arka kısmı ve posterior tibiofibular ligaman ise arkadan
ekleme destek sağlarlar. Bu kemik çerçevenin içinde talus kemiği yer alır.
Talus her iki malleolle eklem yüzeyi oluşturur ve esas eklemi tibianın platosu
ile oluşturur (talus dome). Talusun dome’u ön tarafa doğru genişler bu özelliği
nedeni ile ayak bileğinin dorsifleksiyonunda bir köprü görevi görür. Bu nedenle
ayak bileğinin hareketleri fleksiyon-ekstansiyon ve çok azda öne ve arkaya
kayma hareketi olarak sınırlanmıştır.
Ayak bileği vücut ve ayak arasında yüklerin
iletiminden birinci derecede sorumlu olduğu halde diğer sinovyal eklemlerde
görülen dejeneratif değişiklikler dışında ki yaralanma şekillerine bağışıklığı
vardır. Bu özelliği, ayak bileğinin eklem hareket açıklığın sınırlı olması,
stabilitesinin çok iyi oluşu, açısal ve torsiyonel kuvvetlerin ayak tarafından
azaltılması tarafından oluşturulur.
Ayak bileğinin ligamanlar tarafından sağlanan
stabilitesi aşırı derecede oluşabilecek inversiyon-eversiyon, anteroposterior
ve torsiyonel hareketleri engellemeye yardımcı olur. Dış yan tarafta bu ligaman
desteği anterior talofibular, kalkeneofibular ve posterior talofibular
ligamanlar tarafından sağlanır ŞEKİL.
Anterior talofibular ligaman ayağın uzunlamasına
eksenine paralel ve bacağın uzun eksenine diktir. Talusun öne doğru yer
değiştirmesini engeller. En sık yaralanan ligamandır. Yaralanma mekanizması
ayak bileğinin inversiyon ve plantar fleksiyonda zorlanmasıdır. Muayenede
palpasyon ve dinamik testler kullanılır. Fibulanın malleolunun üzerinde ve
tibianın dış yan tarafı arasında palpe edilir. Dinamik muayenede ön çekmece
testi kullanılır. Bu test ilgili ayak bileğinin bulunduğu taraf dizinin 90
derece fleksiyonda ve ayak bileğinin yaklaşık 10 derecelik plantar fleksiyon
pozisyonunda iken bir el ayak bileğini arkadan topuktan kavrarken diğer el
bacağı stabilize eder ve topuktan kavrayan elle talus öne yer değiştirecekmiş
gibi öne doğru çekilir. Burada öne doğru oluşan hareket sağlam tarafla
kıyaslanarak eklemin öne doğru stabilitesi belirlenir.
Kalkaneofibular ligaman ayak bileğinde dikine
yerleşik bulunan ligamandır. Kalkaneusun inversiyon (supinasyon) hareketine
engel olur. Dış malleolün en alt kısmının ön tarafında palpe edilebilir.
Üçüncü lateral ligaman ise posterior talofibular
ligamandır. Ayak bileği ligamanları içerisinde en küçük olandır ve yumuşak
dokular içinde en derinde yer alır. Lateral malleolun posteromedial yüzeyinden
orijinini alır. Ayak bileği kemik çerçevesi içerisinde talusun arkaya doğru yer
değiştirmesine zayıf bir şekilde engel olmaya çalışır.
Ayak bileğinin iç tarafında ise Deltoid ligaman bulunur.
Genişlik itibari ile ayak bileğinin en büyük ligamanıdır. Ayak bileğinin iç
tarafında yelpaze şeklinde uzanır. İç malleolün alt tarafından orijinini alır
ve iki tabaka halinde bulunur. Yüzeyel tabaka önde naviküler kemiğe aşağıda ise
kalkaneusun sustantekulum talusuna ve arkada talusa yapışır. Derin tabaka ise
talusun iç tarafına yapışır. Deltoid ligamanın görevi subtalar ve ayak bileği
eklemlerinin abduksiyon eversiyon hareketini engellemektir. Aynı zamanda
talusun eversiyon, pronasyon ve öne yer değiştirmesini de engeller.
İnterossöz ligaman veya membran tibianın iç kenarına
yapışır ve aşağıya doğru uzanır ve fibulanın iç kenarına yapışır.Tibia ve
fibula arasında ki bu bağ ön talofibuler ligaman ile birlikte ayak bileğinin
bütünlüğünü sağlarlar.
Deltoid ligamanın tibiofibular interossöz sindesmoz
ile birlikte yırtılması ayak bileği kemik yapısının genişlemesine yol açar.
Fonksiyonel olarak bu ayak bileğinde mediolateral instabiliteye yol açar. Sonuç
olarak iyi tolere edilmeyen bu durum ayak bileği ekleminde osteoartrite neden
olur. Bu durum klinik olarak muayenede mediolateral stress testi ile ortaya
çıkarılır.
Subtalar eklem
Talokalkaneal eklem olarakta bilinen bu eklem çok az
derecede inversiyon ve eversiyondan sorumludur. Sinovyum döşeli tarsal kanal
ile bölünmüştür. Kanal içinde talus ve kalkaneusu birleştiren talokalkaneal
ligaman bulunur. Talokalkaneal ligaman kanal içindeki pozisyonu nedeni ile
inversiyonda sertleşir eversiyonda gevşer. Bu supinasyonda bulunan ayağın daha
stabil olmasını sağlar. Subtalar eklemi ayak bileği tam dorsifleksiyon
pozisyonda iken kalkaneusu hareket ettirerek muayene edebiliriz.
Ayak
Ayakta birinci metatarsal sesamoid kemikleride
sayarsak 28 kemik vardır. Bu kemikler ligamanlar tarafından birbirine bağlanır
ve desteklenir. Ayağın birincil görevi vücuda stabil bir platform desteği
sağlamak, hareket sırasında ekstremiteye binecek yükleri dengelemek ve vücudun
öne doğru hareketine ivme kazandırmaktır. Bu amaca hizmet etmek için ayakta
bulunan 28 kemik birbirleri ile çeşitli yarı oynar eklemler yapmıştır. Bu
kemikler harekete ve yüklenmelere karşın özel bir takım şekillenmelere
uğramıştır. Bu düzenlenmeler uzunlamasına ve yatay eğriler şeklinde
bulunmaktadır. Ayağı arka, orta ve ön ayak olarak bölümlere ayırabiliriz.
Arka ayak;
Ayağın yaklaşık üçte birini oluşturur. Ayakta
bulunan en büyük iki kemik bu bölgede bulunur. Bunlardan en büyük olan
kalkaneus’tur ve talusu destekler. Aralarında subtalar eklemi oluştururlar.
Talus ayak ve ayak bileği arasındaki tek kemik bağlantıdır. Bu bölüm ile ilgili
değerlendirme yukarıda anlatıldı.
Orta ayak;
Ayağın yaklaşık altıda birini oluşturur. Beş tarsal
kemikten oluşmuştur (naviküler, kuboid ve 3 kuneiform kemik). Bu kemikler
birbirlerine sıkı bir şekilde eklem yaparak transvers arkı oluşturmuşlardır.
Arka ayak ile eklemleşmedeki hareket yeteneği ayağın sert ve düzensiz zeminlere
uyum sağlamasını kolaylaştırır. Orta ayak ön tarafla düzensiz bir şekilde eklem
yapar. Tarsal kemiklerin metatarsal kemiklerle
yaptığı eklem çok özeldir.
Ön ayak;
Minyatür uzun kemiklerden oluşmuştur. Beş metatarsal
ve 14 falankstan oluşur. Falankslar yalnızca fleksiyon ve ekstansiyon
hareketlerini yaparlar.
Ayağın yapısal bütünlüğü artiküler geometrisine ve
yumuşak doku desteğine bağlıdır. Ayaktaki tüm eklemler sinovyal eklemdir.
Yumuşak doku desteği statik olarak ligamanlar tarafından dinamik olarak ta
muskülotendinoz yapılar tarafından sağlanır. Artiküler veya yumuşak dokuların
yapısal bütünlükleri yetersiz duruma düştüğünde mekanik bozukluklar, performansın
düşmesi, artroz ve kemik yetersizlikler (stres kırıkları) gibi durumlar ortaya
çıkar.
Ayakta iki tane ark vardır. Bunlardan birisi
uzunlamasına ark diğeri de enine olan arktır. Yürüyüşte topuk vuruşunu takiben
yükün dağılımını bu arkı oluşturan yapılar yönlendirir. Ayağın alt tarafında
bütün yürüyüşte etkin rol alan derin ve yüzeyel destek yumuşak doku yer alır.
Bunların en güzel örneğini plantar ligaman oluşturur. Yapıştığı yere ve
derinliğine göre değişik isimler alır. Ancak tümü kalkaneusun tuberesitası ile
enine arkı oluşturan metatarsal kemiklerin altına yapışır. Plantar ligamanlar
içerisinde Spring ligamanın farklı bir özelliği vardır. Bu Ligaman
kalkeneonaviküler boşlukta bulunur. Medial longitudinal arkı desteklediği gibi
talusun başının yukarı doğru kalkmasına da destek olur. Ayrıca orta ayağın
aşırı derecede pronasyonuna da engel olur. Tüm bu yumuşak dokuların
üzerini plantar aponeurosis ve iç ve dış
plantar fasya örter.
Ayağın alt tarafında sesamoid kemikler bulunur,
bunlar çeşitli kemiklerin içerisinde ki kemik adacıklarını temsil ederler.
Bunların görevleri tendonlarda sivri ve sert kemik yüzeylerin üstünden geçerken
oluşabilecek sürtünme kuvvetini azaltmak ve tendonların mekanik etkinliğini
artırmaktır. Bunlara en güzel örnek baş parmağın metatarsafalangeal ekleminin
alt kısmında bulunan fleksör hallucis tendonunun iç ve dış sesamoid kemikleridir.
Ayak ve ayak bileği arasında ki yapısal mekanik
düzeneğin anahtarı talus kemiğidir. Ayak bileği ekleminin ve “mortisin” bir
parçası olarak fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerinden pronasyondan sorumlu
ayağın bir kısmı olarak da medial rotasyon ve plantar fleksiyondan sorumludur.
Yürüyüş sırasında bu hareketlerin simültane bir şekilde yapılması gerekir. Bu
nedenle talusun pronasyonu alt ekstremitenin özellikle iç rotasyon
hareketlerinde önemlidir.
Ayak ve ayak bileğinin kasları
Tüm bacak kasları ayak ve ayak bileğinin motor ve
dinamik stabilizatörü olarak çalışır. Bu nedenle bacağın kaslarıdört
kompartmana ayrılır; ön, yan, yüzeyel arka ve derin arka kompartmanlar.
Ön
kompartmanda ayak bileği, ayak ve parmakların dorsifleksörleri bulunur. Bunlar;
anterior tibialis, ekstansör hallusis longus, ekstansör dijitorum longus ve
peranous tertiustür. Bu kaslar bacağın ön yan yüzünde yer alırlar ve tendonları
ayak bileği ekleminin ön tarafından geçer. Her tendonun ayak sırtına geçtiği
yerde sinovyal bir kılıfı vardır ve açık “v” şeklinde bir ekstansör retinakulum
tarafından aktif dorsifleksiyon hareketinde tesbit edilerek öne doğru eğilme
hareketleri engellenir. Bu kasların en büyüğü anterior tibialistir. Tendonu
orta ayağın orta kısmına yapışır. Fonksiyonu ayağın dorsifleksiyon ve
supinasyonunu sağlamaktır. Antagonist kası peranous longustur.
Yan kompartmanda peranous longus ve peranous brevis
kasları vardır. Bu kasların tendonları dış malleolün arkasından ve altından
geçerken kolayca palpe edilebilir. Ayağın plantar tarafında 1. metatars,
cuneiformun orta kısmı ve beşinci metatarsa yapışırlar. Bu bölgede fibroossöz
tüneller içinde retinakulumlar tarafından stabilize edilirler ve sinovyal
kılıfları kalkaneofibular ligaman ile birleşiktir. Peranous kasları ayağın
eversiyon ve plantar fleksiyonundan sorumludur. Ayak bileği burkulmalarında ki
sıklıkla inversiyon tipi burkulmalar olmakta, burada peroneal kaslarla dış yan
bağlar birlikte yaralanmaktadır. Klinik olarak tanımlanması oldukça kolaydır
çünkü burada ki yapılar yüzeyel olarak seyrederler. Tendon kılıfları boyunca
veya beşinci metatarsal kemiğin altında şişlik, ekimoz ve eritem bulunması
burkulma veya beşinci metatarsal kemikte avulsyon kırığını düşündürür.
Bacağın arkasında bulunan kaslar iki kompartmanda
bulunur. Yüzeyel arka kompartmanda gastroknemius ve soleus kasları
bulunmaktadır. Ayak bileğine doğru bu iki kas birleşerek Aşil tendonunu
oluşturur. Aşil tendonu kalkaneal tuberasiteye yapışmadan önce hafifçe iç
rotasyon yapar. Sonuç olarak arka grup kasları kasıldığı zaman bu tendon
topuğun plantar fleksiyon-supinasyon hareketini sağlar. Aşil tendonunun
kalkaneal tuberesitasa yapışma yeri distale doğrudur. Bu nedenle tendonla kemik
arasında oluşacak sürtünme kuvvetini azaltmak için bir tendokalkaneal bursaya
gereksinim oluşmuştur. Bu bölgede aşırı yüklenmeler bursanın enflamasyonuna
neden olarak şişlik, ağrı ve duyarlılığa yol açar.
Yüzeyel arka grup kasları ön kompartmanda ki
kasların direkt antagonistidir. Arka
grup kaslarında esnekliğin azalması ön grup kaslarının hareketlerini daha
zorlanarak yapmalarına neden olacaktır. Buda ayak bileği ve ayağın
dorsifleksiyonunu sert olan arka kaslar nedeniyle artan direnci karşı yapmaları
ve aşırı yüklenmeleri anlamına gelir. Sonuç olarak ön kompartman sendromu
dediğimiz tablo ortaya çıkar.
Derin arka kompartmanda ise tibialis posterior ve
fleksör hallusis ve digitorum longus kasları bulunur. Tibialis posterior kası ve
tendonu bu kasların içinde en büyüğüdür ve orta ayağın plantar kesimine
yapışarak Ayağın dinamik olarak inversiyon ve supinasyonundan sorumludur.
Siklik olarak pronasyon yüklenmesi olan uzun mesafe koşusu gibi sportif
aktivitelerde tibialis posterior kasının aşırı yüklenmesi söz konusu olur ve
“shin splint” denilen tibialis posterior kasının ve tendonunun kronik aşırı
kullanım sendromuna yol açar. Bu sendroma yol açan bazı altta yatan nedenlerde
vardır. Bunlar; Tibiali posterior kasının kuvvetinin ve dayanıklılığının
yetersiz olması, Talusun kemik ve ligamentöz yapısının aşırı pronasyona direnç
göstermede yetersiz kalması. Talusun özellikle ligaman desteğinde aşırı laksite
olması ve valgus açısının >5 derece olması bu durumun klinik olarak
açıklamasıdır.
Ayağın tabanını özelleşmiş bir deri tabakası
oluşturur. Bunun altında özellikle kalkaneusun tuberesitasının üzerinde kalın
bir yağ yastığı bulunur. Bu yastığın altında aşil tendonunun fasyasının devamı
olan plantar fasya vardır. Bu fasya kalınlaşarak kalkaneusun tuberesitasından
parmakların köklerine kadar uzanarak ayağın tabanına bir destek oluşturur.
Ayak Bileği ve Ayağın sinir ve damar yapıları
Bu bölgeye ulaşan iki ana arter ön ve arka tibial
arter ile bir minör peroneal arter ve üç tana ana sinir arka tibial ve yüzeyel
ve derin peroneal sinirler bulunur. Ön tibial arter ve derin peroneal sinir ön
kompartmanda bulunur. Peroneal arter ise derin arka kompartmanda yer alır.
Yüzeyel peroneal sinir saf duyu dalı olan bir sinirdir. Yan kompartmanda ki kasları
innerve eder.
Arka tibial arter ve sinir ayağa giden en büyük
sinir ve arterdir. Derin arka kompartmanın yüzeyel katmanında bu kompartmanı
örten fasyanın hemen altında bulunur. Fleksör hallusis ve digitorum longus
tendonlarının arasından geçerek ayağa arka orta hattan girerler. Bu girdikleri
noktada özellikle abduktor hallusis kası ve kalkaneus ve talus kemikleri
arasında oluşan bir tünel bulunur. Bu tünele Tarsal Tünel adı verilir. Eldeki
karpal tünele benzer bir yapıdır ve ayağa giren nöral yapıların sıkışabileceği
ve tuzak nöropatisine yol açabileceği bir alandır.
Ayak parmaklarına giden digital sinirler yüzeyel ve
derin transvers metatarsal ligamanlar arasında bulunur. Bu kesimde özellikle 3.
ve 4. parmaklar arasındaki düzeyde tekrarlayan orta yan kompresyon travmaları
(dar ayakkabı...) sonucu inflamasyon ve sinirde fibrozis ve nöroma oluşabilir.
Bu da Morton Nöroma olarak bilinir.
Ayak
Bileği ve Ayağın muayenesi;
Fizik muayenede aşağıda belirtilen araştırmalar
yapılmalıdır.
a. Yürüyüş
sırasında fonksiyonu,
b. Ayakta
dururken ve otururken aksların dizilimi,
c. Derinin
kalitesi,
d. Kas
kuvveti,
e. Nörovasküler
bütünlük,
f.
Eklem hareket açıklığı,
g. Eklemin
stabilitesi,
h. İnflamasyon
bulguları.
Fizik muayene
hastanın odaya girişi ile başlar. Hastanın yürüyüşünün gözlenmesi önemlidir.
Yürüyüşte uyum, adım uzunluğu ve denge dikkatle gözlenmelidir. Topallama
varlığı ağrıya veya kuvvetsizliğe mi yoksa anatomik bir bozukluğa mı bağlı
olduğu sorgulanmalıdır. Gözlem, ayak bileği-ayak diziliminin ayakta dururken,
otururken ve yürürken izlenmesi ile devam eder. Özel dikkat edilmesi gereken
bölgeler tibia-kalkaneal açı (topuğun valgus açısı) ile medial longitudinal
açının bütünlüğüdür ( düz tabanlık, medial arkın çökmesi ve halluks valgus
oluşumu). Ayak tabanının derisinin kalitesi (kuru, pullu, sıcak ve renk
değişikliği açısından) değerlendirilmelidir. Vasküler sistem nabazanların palpe
edilmesi ile araştırılmalı kuşkulu bir durum varsa inceleme
derinleştirilmelidir. Nörolojik muayene hastanın kas kuvvetlerinin bakılması ,
duyu ve refleks muayenesinin yapılaması
ile tamamlanır.
Eklem hareket açıklığı ve eklemin stabilitesinin
değerlendirilmesi hasta muayene masasının kenarına otururken diz fleksiyon ve
ayak bileği hafif dorsifleksiyonda iken pasif bir şekilde yapılır. Normal ayak
bileğinin yaklaşık 15 derece dorsifleksiyonu, 30 derece plantar fleksiyonu, 20
derecelik eversiyon ve inversiyonu vardır. Orta ayakta ise 5-10 derecelik
varus-valgus ve pronasyon -supinasyon hareketi bulunur.
Ayak bileğinin stabilitesini değerlendirmek için ön
çekmece ve mediolateral stress testleri kullanılır. Ön çekmece testi özellikle
ön talofibular ligamanın bütünlüğünü değerlendirmek için yapılır. Medial stress
testi ise tibiatalar eklemin ve tibia ve fibula arasında bulunan intraossöz
ligamanın bütünlüğünün değerlendirilmesinde yararlıdır.
Ayak
ve Ayak Bileğinde Ağrıya Neden Olan Özel Durumlar;
Aşil tendiniti:
Bir aşırı kullanım yaralanmasıdır. Aslında
“Tendinosis” olarak tanımlamak gerekir çünkü histopatolojik olarak olay
tendonun anjiyo-fibroblastik hiperplazisidir (tendinosis). Tendonun dejeneratif
hastalığına peritonon da inflamatuar bir yanıt oluşmasıdır.
En belirgin semptom aşil tendonunda ağrı ve duyarlık
olmasıdır. Yürmede ve merdiven inip çıkmada zorluktan yakınma sıkça görülür.
Hasta anemnez verirken ağrının olduğu sırada bir ses duyduğunda bahsederse o
zaman aşil tendonunda kısmi veya tam bir yırtık düşünülebilir. Aşil tendonunun
kritik zonunda, kalkaneusa yapışma yerinin 5-6 cm yukarısında, şişlik ve
duyarlık olması, Aşil tendonunun çok sert ve ayak bileğinin dorsifleksiyonunda
90 dereceye zorlukla gelmesi, tendon boyunca palpe edilebilen bir defekt olması
ve Thompson testinin ( baldır kaslarının sıkıştırılması ile ayağın plantar
fleksiyona gelmesi) pozitif olması aşil tendinosisini veya yırtığı düşündürür.
Muayenede ayak (pes cavus, pes planus açısından), hamstringler sertlik
açısından değerlendirilmelidir.
Radyolojik olarak değerlendirmede ultrasound ve MRI
tanı yönünden değerlidir.
Tedavide başlangıçta ağrı ve duyarlılık azaltılmaya
çalışılır. Bu amaçla istirahat, soğuk uygulama ve SOAİİ kullanılabilir. Topuğun
yükseltilmesi tendona binen yükü azaltacağı için uygulanması önerilir. Kronik
devrede rehabilitasyonun hedefi tendonun restorasyonuna yöneltilir. Bu amaçla
elektrik stimülasyon ve ultrason tedavileri ve egzersizin birlikte uygulandığı
protokoller uygulanır. Terapötik egzersizler kuvvet, dayanıklılık ve esneklik
hedeflenerek reçete edilmelidir. Tendonun tam yırtığı düşünüldüğünde cerrahi
konsültasyon yapılmalıdır.
Ayak
Bileği Burkulması;
En sık görülen yaralanma şeklidir. Özellikle dış yan
bağların yaralanması görülür. İç yan tarafta deltoid ligaman kuvvetli olduğu
için yaralanma az görülür. En sık yaralanan bağ anterior talo fibüler bağdır.
Burkulmalar tanımlanırken üç kategoriye ayrılır.
Birinci derece olanlarda ligamanda kısmi yırtık ve hafif bir şişlik vardır,
instabilite yoktur. İkinci derece burkulmalarda kısmi yırtık, hafif instabilite
ve orta derecede şişlik ve ağrı vardır. Üçüncü derece burkulmalarda tam yırtık,
belirgin şişlik, instabilite ve ağrı vardır.
Fizik muayenede şişlik ve ekimoz yanı sıra anterior
talofibular ve kalkaneofibular ligaman muayeneleri yapılır. Ön çekmece testi ve
inversiyon stress testleri, deltoid ligaman içinde eversiyon stress testi
yapılır. Ayak dış rotasyon test ile tibia fibula arasında ki membran test
edilir. Kemik bütünlük için topuk vurma ve sıkıştırma testleri uygulanabilir.
Ayırıcı tanıda kırık olasılığını ortadan kaldırmak
için normal grafiler yararlı olur. MRI iyileşmenin olmadığı veya geciktiği
durumlarda yumuşak dokuyu ve kıkırdağı değerlendirmek için yararlı olur.
Tedavide eklemi korumaya almak, istirahat, soğuk
uygulama, kompresyon ve elevasyon öncelikle uygulanmalıdır. Üstüne ağırlık
verildiğinde ağrı ortaya çıkıyorsa baston ile destek sağlanmalı, ağrı geçer
geçmez bırakılmalıdır. Ayak bileğinin plantar fleksiyon sarkıtılmamasının önemi
hastaya anlatılmalı bu şekilde anterior talofibular bağın aşırı gerilmesi
önlenmiş olunur.
Rehabilitasyon çalışmaları şişlik ve ağrıyı
azaltmaya yönelik olduğu gibi tekrar burkulmaları önlemek hedefini de
taşımalıdır. Bu amaçlarla elektrik stimülasyon ve ultrason tedavilerin yanında
aşil germe egzersizleri, eklem hareket açıklığını korumayı amaçlayan
egzersizler öncelikli başlanmalıdır. Egzersiz programı ağrı ve şişlik durumuna
göre giderek ağırlaştırılarak uygulanmalıdır.
Ayak
bileği ve ayak bursitleri:
Ayak bileği ve ayaktaki her tendonun bir bursası
vardır. Bunların içinde en bilinenleri aşil tendonu ile kalkaneus arasındaki
retrokalkaneal bursa ve halluks valgus üzerinde bulunan bunyon bursadır.
Genellikle bursaların bulunduğu bölgede ağrı ve duyarlıkla karşımıza çıkar. Bu
nedenle eklemdeki diğer ağrılı durumlarla ayırıcı tanısı yapmak için bunların
anatomik lokalizasyonlarını iyi bilmek gerekir. Tanı tamamen klinik muayene
bulgularına dayandırılır.
Tedavi başlangıçta soğuk uygulama ile başlar. Ağrı
oluşturacak aktivitelerden kaçınılması istenir. Anestezik ve kortikosteroid
karışımı lokal enjeksiyon yapılabilir ancak enjeksiyon öncesi bursanın aspirasyonu
mutlaka yapılmalı ve sinovyal sıvı incelenmelidir. Uzun dönem tedavi
seçenekleri arasında ayakkabı seçimi önemlidir. İlgili eklem ve kaslar
egzersizlerle kuvvetlendirilmelidir.
Metatarsalji;
Metatars kemiklerinin başlarının bulunduğu ayağın
plantar yüzündeki ağrıdır. Primer ve sekonder olabilir. Metatarsların
başlarında iç veya dış kaynaklı biyomekanik sorunların sonucunda yükün
artmasına bağlı olarak oluşur. Ayakta aşırı pronasyon deformitesi, yüksek
topuklu veya sivri uçlu ayakkabı giymek, destek yapısı kötü ayakkabı giymek,
obezite, pes planus biyomekanik nedenler arasında sayılabilir ve primer
metatarsalji nedenleridir. Sekonder metatarsaljiye ise gout, romatoid artrit,
sesamoidit, travma veya stress kırıkları neden olabilir.
Özellikle yürürken ayağın ön tarafındaki ağrı ile
karakterizedir. Hastalar “yürürken ayakkabımın içinde sanki çakıl var “ diyerek
ağrılarını ifade ederler. Fizik muayenede ayak hem yük taşırken hem de
ağırlıksız olarak değerlendirilir. Ayakta şişlik, kitle ve nasır yönünden
inceleme yapılır. Nasırlar aşırı yük binmenin tipik belirtileridir. Ayak
parmakları muayenesinde 2. metatarsalın uzun birinci metatarsalın kısa olması (
Morton Ayağı) değerlendirilmelidir. Bu durumda 2. metatarsal normalin üzerinde
yük taşımak durumunda kalır. Metatarsal arkın değerlendirilmesi yapılmalı ve
çökme varsa buna eşlik eden parmak deformiteleri gözden geçirilmelidir. Ayağın
arka kısmı varus/valgus deformiteleri yönünden değerlendirilmelidir. Metatars
başı ve boynu arasının palpasyonunda ağrı olması bu bölge bursitlerini
(intermetatarsal bursit), metatarsların kompresyonu ile ağrı oluşması ise
Morton Nöromayı düşündürür. Birinci metatars başının altının palpasyonunda ağrı
oluşması sesamoiditi akla getirmelidir. Sekonder metatarsalji nedenlerinde (
romatoid artrit, gout gibi) ağrı yaygın ve şişliğe eklem sertliği de
eklenmiştir.
Metatarsalji tanısı koyulan hastalar pelvis
simetrisi, bacak boyu uzunluk farkı, skolyoz, kalça, femur ve dizde rotasyon
olması, diz ve ayak bileğinde varus ve valgus deformitesi açısından
değerlendirilmelidir.
Tedavide başlangıçta ağrının azaltılması amacı ile
analjezik ve antiinflamatuar ilaçlar kullanılır. Ayakkabı düzenlenmesi ve
ortotikler özellikle önemlidir. Metatars
başı yastıkçıkları, tabanlıklar ve destekler ayağın durumuna göre verilebilir.
Postür bozuklukları var ise bunlar düzeltilmeye çalışılır. Ayak kaslarının
kuvvetlendirilmesi çalışmaları yapılır.
Morton
Nöroma;
İntermetatarsal sinirler ana posterior tibial
sinirin kolları olan medial plantar ve lateral plantar sinirlerin devamıdır.
Tekrarlayan travmalar sonucu 3. intermetatarsal sinirin “schwann kılıfında”
kollejenöz madde birikimi sonucu oluşan perinöral fibrozis nedeni ile sinirin
genişlemesi Morton Nöroma olarak adlandırılmıştır.
Keskin bıçak batar tarzda ağrı, parestezi, uyuşukluk
ve parmaklarda kramp ile kendini gösterir. Semptomlar genelikle 3. parmağın 4.
parmağın iç tarafına doğru yayılır. Genellikle tek taraflıdır. Genellikle
yürürken veya ayakta dururken ağrılar artar. Hastalar özellikle araba kullanırken
ayağın dorsifleksiyon pozisyonunda bulunmasının ağrılarını ortaya çıkardığından
yakınırlar. Diğer tipik bir bulgu ağrı olduğunda ayakkabılarını çıkarıp ayak
altlarına masaj yapmalarıdır.
Bu bölgenin palpasyonu oldukça ağrılıdır. 3. ve 4.
parmakların arası ayakta dururken hafif ayrık olarak gözlenebilir. Bu bölgenin
(3. ve 4. parmakların arası) parmaklarla sıkıştırılması ağrıyı artırır.
Tedavide genellikle ayakkabı düzenlenmesi ve
ortotikler kullanılması yeterli olur. Ağrının devam ettiği durumlarda lokal
analjezik ve steroid injeksiyonları yapılabilir.
Plantar
Fasciitis;
Plantar fasya medial kalkaneal tuberesitastan
başlayarak metatars kemiklerinin başlarına ayrı ayrı yapışan çok katlı fibröz
bir aponörozdur. Plantar fasciitis fasyanın özellikle kalkaneusa yapışma
yerinde tekrarlayan mikrotravmalar sonucu oluşan bir aşırı kullanım
yaralanmasıdır. Sporcularda özellikle koşucularda antrenman programında yapılan
değişiklikler sonucu görülür. Sporcu olmayan kişilerde ise uzun süreli sert
zeminde yürüme, ayakta durma veya merdiven çıkma sonrasında görülür. Pes
planus, pes cavus ve ayakta bulunan arkların sert oluşu, aşırı pronasyon ve
kötü ayakkabı bu duruma katkıda bulunan olaylardır.
Hastalar ayakların altında özellikle plantar
fasyanın kalkaneusa yapıştığı yerde şiddetli ağrıdan yakınırlar. Ağrı
genellikle ayakta dururken veya sabah uyandığında ilk adımlarda veya uzun
süreli oturmayı takiben kalkıp adım atarken şiddetlidir. Antrenmanın
başlangıcında şiddetli iken egzersiz yaptıkça ağrı azalır. Muayenede bu
bölgenin palpasyonunda ağrı vardır. Baş parmak dorsifleksiyonu ağrılı olabilir.
Tedavide istirahat, soğuk ve bandaj ilk dönemde
uygulanabilir. Soğuk uygulama özellikle akşamları kişi eve geldiğinde buz
masajı şeklinde uygulanırsa çok yararlı olabilir.
Rehabilitasyon programı plantar fasyanın germe ve
kuvvetlendirilmesine hedeflenmelidir. Gastro-soleus, quadriceps, hamstring, ve
kalça fleksör ve ekstansörleri de bu programın devamında ele alınmalıdır. Uygun
ayakkabı ve ortotikler ayakta bulunan patolojileri düzeltmek için gereklidir.
Tarsal
Tünel Sendromu;
Tibial sinir veya dallarının fleksör retinaculum
altında sıkışması sonucu oluşan bir tuzak nöropatisidir. Tibial sinirin tarsal
tünelde sıkışabilecek dalları medial veya lateral plantar sinir, lateral
plantar sinirin birinci dalı ve medial kalkaneal sinirdir. Tarsal tünel
anatomik olarak fibro-ossöz bir yapıdır. Medial malleolün hemen arkasından
başlar, fleksör retinakulum tavanını yapar, tabanını ise posterior tibialis,
fleksör dijitorum longus ve fleksör hallusis longus kaslarının tendonları
yapar. Diğer tuzak nöropatileri ile karşılaştırıldığında tarsal tünel sendromu
oldukça ender görülür.
Travma ve post-travmatik değişiklikler, yer işgal
eden lezyonların kompresyonu, sistemik hastalıklar, eklem yapısı veya
deformitesi ile ilişkili biyomekanik nedenler ve idyopatik nedenler etyolojide
yer aldığı düşünülen olaylardır.
Hastalar genellikle ayak tabanında ağrı ve
paresteziden yakınırlar. Ağrı yanıcı tarzda olabilir, kramp veya ayak tabanında
sertlik hissedilmesi de görülen yakınmalardır. Semptomlar uzun süre ayakta
durmak veya yürümekle artar. Tarsal tünel sendromu genellikle tek taraflıdır.
Fizik muayenede Tinel testi kullanılır. Tibial sinir
üzerine vurmakla tibial sinir boyunca ağrı ve parestezi bulguları oluşturulur.
Baş parmağın ekstansiyonu ve ayak bileğinin pasif eversiyonu ile de semptomlar
oluşturulabilir. İlgili tibial sinir dallarının duyu muayenesinde azalma
saptanabilir. İlerlemiş olgularda kaslarda atrofi gözlemlenebilir.
Tanıda elektrodiagnostik testler değerlidir. Hem
iğne elektromiyografisi hem de sinir ileti çalışmaları yapılmalıdır.
MRI tünelin anatomik yapısını göstermek yönünden
yararlı olabilir.
Tedavide ağrı ile uğraşmak planlanmalıdır. Eğer
biyomekanik olarak ayakta bir bozukluk varsa ortotiklerle düzeltilmelidir.
Fizik tedavi modaliteleri uygulanabilir (ultrason, iyontoforez gibi).
Egzersizler germe ve kuvvetlendirme egzersizleri şeklinde düzenlenebilir.
Etiketler:
ayak ağrısı,
ayak bileği,
burkulma,
nöroma,
plantar fasiit
1-Fani Dünya
İlk günden alıştığımız emektar aydınlık,
Anne yüzünde, dost yüzünde, evlat yüzünde;
Her sabah başlayan şeye doymadık,
Düşümüz gerçeğimiz ne varsa yeryüzünde.
Gökyüzü belledik şu ürperen maviliği,
Başımız darda kalınca el açtığımız yer;
Gökyüzüdür avutan akıllıyı deliyi,
Gökyüzünde bulutlar uçurtmalar ümitler.
Her mevsimiyle insanı ayrı ayrı saran,
Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz;
Yaman çalacak o çalmayası saat yaman,
Geçmiş ola bir kez yumuldu mu gözlerimiz
CAHİT SITKI TARANCI
İlk günden alıştığımız emektar aydınlık,
Anne yüzünde, dost yüzünde, evlat yüzünde;
Her sabah başlayan şeye doymadık,
Düşümüz gerçeğimiz ne varsa yeryüzünde.
Gökyüzü belledik şu ürperen maviliği,
Başımız darda kalınca el açtığımız yer;
Gökyüzüdür avutan akıllıyı deliyi,
Gökyüzünde bulutlar uçurtmalar ümitler.
Her mevsimiyle insanı ayrı ayrı saran,
Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz;
Yaman çalacak o çalmayası saat yaman,
Geçmiş ola bir kez yumuldu mu gözlerimiz
2-Gün Eksilmesin Penceremden
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
3-İnsan Hıçkırıkları
Geceyle bir durgunluk oldu suda
Balıklar yosunlar gibi uykuda
Dallarda rüzgar hışırtısı dindi
Bütün kuşlar yuvalarında şimdi
Korkusuyla başbaşa kaldı çiçek
Artık emniyette hem fil hem böcek
Yarab ! semada yıldız yerde kabir
Herşey bahtınca huzur içindedir
Ürperten bu sakin karıncaları
Baştan başa insan hıçkırıkları
Geceyle bir durgunluk oldu suda
Balıklar yosunlar gibi uykuda
Dallarda rüzgar hışırtısı dindi
Bütün kuşlar yuvalarında şimdi
Korkusuyla başbaşa kaldı çiçek
Artık emniyette hem fil hem böcek
Yarab ! semada yıldız yerde kabir
Herşey bahtınca huzur içindedir
Ürperten bu sakin karıncaları
Baştan başa insan hıçkırıkları
4-Gece Şarkısı
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
Günün geçit vermez karlı dağlarını
Sanki sihirbaz bir el eritincedir.
Bütün gün beklediğim bahar ki gece,
Gökte yıldızların da ümidincedir.
Yollar, yollarda nihayet içime denk,
Sonsuzlaşarak başı boş gidincedir.
Ben ister güleyim, ister ağlayayım,
Sesimi yalnız kendim işitincedir.
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
Günün geçit vermez karlı dağlarını
Sanki sihirbaz bir el eritincedir.
Bütün gün beklediğim bahar ki gece,
Gökte yıldızların da ümidincedir.
Yollar, yollarda nihayet içime denk,
Sonsuzlaşarak başı boş gidincedir.
Ben ister güleyim, ister ağlayayım,
Sesimi yalnız kendim işitincedir.
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
5-Gençlik Böyledir İşte
İçimi titreten bir sestir her gün.
Saat her çalışında tekrar eder:
"Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın?
Elin boş mu gireceksin geceye?
Bir düşünsen yarıyı buldu ömrün.
Gençlik böyledir işte, gelir gider;
Ve kırılır sonra kolun kanadın;
Koşarsın pencereden pencereye."
Ah o kadrini bilmediğim günler,
Koklamadan attığım gül demeti,
Suyunu sebil ettiğim o çeşme,
Eserken yelken açmadığım rüzgâr
Gel gör ki, sular batıya meyleder,
Ağaçta bülbülün sesi değişti,
Gölgeler yerleşiyor pencereme;
Çağınız başlıyor ey hâtıralar.
İçimi titreten bir sestir her gün.
Saat her çalışında tekrar eder:
"Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın?
Elin boş mu gireceksin geceye?
Bir düşünsen yarıyı buldu ömrün.
Gençlik böyledir işte, gelir gider;
Ve kırılır sonra kolun kanadın;
Koşarsın pencereden pencereye."
Ah o kadrini bilmediğim günler,
Koklamadan attığım gül demeti,
Suyunu sebil ettiğim o çeşme,
Eserken yelken açmadığım rüzgâr
Gel gör ki, sular batıya meyleder,
Ağaçta bülbülün sesi değişti,
Gölgeler yerleşiyor pencereme;
Çağınız başlıyor ey hâtıralar.
6-İlk Aşk
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.
Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gül atan cömert sevgili!
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.
Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.
Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gül atan cömert sevgili!
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.
Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.
7-Serenad
Kimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundan
Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
Bir gülüşündü gençliği döndürdü yolundan;
Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor.
Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikayeme;
Çok değil evi barkı unutup sana uyduğum,
Ancak sen tazelikte gül yaraşır pencereme;
Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum.
Eğil bak suya, ordadır güzelliğin, gençliğin.
Sen gel beni dinle, günlerimiz heba olmasın
Yorgun başımı göğsünde emniyette bileyim;
Artık taslarımız ayrı çeşmelerden dolmasın.
Kimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundan
Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
Bir gülüşündü gençliği döndürdü yolundan;
Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor.
Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikayeme;
Çok değil evi barkı unutup sana uyduğum,
Ancak sen tazelikte gül yaraşır pencereme;
Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum.
Eğil bak suya, ordadır güzelliğin, gençliğin.
Sen gel beni dinle, günlerimiz heba olmasın
Yorgun başımı göğsünde emniyette bileyim;
Artık taslarımız ayrı çeşmelerden dolmasın.
8-Değişik
Sen her gün başka bir güzel olsan
Ben her gün başka bir aşık
Her göz göze gelişimizde
Yıldırımla vurulmuş gibi olsak
Yepyeni bir aşk olsa aramızdaki
Her seferinde
Ne harika olurdu yaşamak
Hele evlilik
Sen her gün başka bir güzel olsan
Sen her gün başka bir güzel olsan
Ben her gün başka bir aşık
Her göz göze gelişimizde
Yıldırımla vurulmuş gibi olsak
Yepyeni bir aşk olsa aramızdaki
Her seferinde
Ne harika olurdu yaşamak
Hele evlilik
Sen her gün başka bir güzel olsan
9-Bahar Sarhoşluğu
İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allah'a ısmarladık kaldırımlar.
Giyenler düşünsün dar elbiseyi,
Ölçülü sözü, hesaplı adımı
Ben kurtuldum kafeste kuş olmaktan;
Saltanat sürer gibi uçuyorum,
Erik ağacı gelin olduğu gün.
Hayranım bu şehrin bacalarına
İrili ufaklı hep bir ağızdan.
Nasıl derinden bu gökyüzüne doğru
Bir türkü söylüyorlar öyle sessiz!
Dumanın daim olsun güzel baca!
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul'un
Süt beyaz bir martıyım açıklarda
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!
İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allah'a ısmarladık kaldırımlar.
Giyenler düşünsün dar elbiseyi,
Ölçülü sözü, hesaplı adımı
Ben kurtuldum kafeste kuş olmaktan;
Saltanat sürer gibi uçuyorum,
Erik ağacı gelin olduğu gün.
Hayranım bu şehrin bacalarına
İrili ufaklı hep bir ağızdan.
Nasıl derinden bu gökyüzüne doğru
Bir türkü söylüyorlar öyle sessiz!
Dumanın daim olsun güzel baca!
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul'un
Süt beyaz bir martıyım açıklarda
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!
10-Sıla
Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim.
Doğduğum köy göründü;
Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema,
Dört nala kalktı atım sevincinden;
Uçaraktan gidiyorum sılaya.
Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak
Bacalara takılan şu beyaz bulutlar;
Belki de rüzgârda namaz bezidir.
Yüzüne hasret kaldığım anacığınım!
Herhalde beni bekleyenler var.
Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim.
Doğduğum köy göründü;
Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema,
Dört nala kalktı atım sevincinden;
Uçaraktan gidiyorum sılaya.
Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak
Bacalara takılan şu beyaz bulutlar;
Belki de rüzgârda namaz bezidir.
Yüzüne hasret kaldığım anacığınım!
Herhalde beni bekleyenler var.
11-Yanılgı
Değil kardeşim değil , dal yeşil gök mavi değil
Bilsen ben hangi alemdeyim sen hangi alemde
Aklından geçer mi dersin, aklımdan geçen şeyler
Sanmam
Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil
Sen kendi gecende gidersin ben kendi gecemde
Vazgeç
Ayrıdır bindiğimiz gemiler
Değil kardeşim değil , dal yeşil gök mavi değil
Bilsen ben hangi alemdeyim sen hangi alemde
Aklından geçer mi dersin, aklımdan geçen şeyler
Sanmam
Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil
Sen kendi gecende gidersin ben kendi gecemde
Vazgeç
Ayrıdır bindiğimiz gemiler
12-Anlamak
Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.
Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.
13-Karasevda
Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlerde yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?
Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir.
Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlerde yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?
Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir.
14-Misafir
Bir gece misafirim olsan yeter;
Dolar odama lâvanta kokusu;
Soğur sevincinden sürahide su.
Ay pencerede durup durup güler.
Havva kızlarının en dilberini
Görsün diye aya karşı soyunsan!
Okşasam, öpsem, koklasam bir zaman,
Vücudunun ürperen her yerini.
Teneffüs eder gibi seviştikçe,
Doğacak çocuğum aklıma gelir;
Şiir söylerim saadete dair,
Odama misafir olduğun gece.
Bir gece misafirim olsan yeter;
Dolar odama lâvanta kokusu;
Soğur sevincinden sürahide su.
Ay pencerede durup durup güler.
Havva kızlarının en dilberini
Görsün diye aya karşı soyunsan!
Okşasam, öpsem, koklasam bir zaman,
Vücudunun ürperen her yerini.
Teneffüs eder gibi seviştikçe,
Doğacak çocuğum aklıma gelir;
Şiir söylerim saadete dair,
Odama misafir olduğun gece.
15-Otuz Beş Yaş
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.
16-Gerçek
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz
Bir derdin varsa açılabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir sır vermez rüzgara
Ve kış yaz
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yanlızlık nedir göreceksin öldüğün zaman�
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz
Bir derdin varsa açılabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir sır vermez rüzgara
Ve kış yaz
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yanlızlık nedir göreceksin öldüğün zaman�
17-Hâtıralar
Bilmem ki hâtıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar
Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
Bilmem ki hâtıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar
Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
18-Yalnızlığa Dair
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi.
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.
Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir göreceksin
öldüğün zaman.
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi.
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.
Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir göreceksin
öldüğün zaman.
19-Ölüm
Sözünde durmadı mavi gökler;
Gün kararıyor gitgide ölüm.
Akşam yeli nedameti söyler;
Nedamet yer etti bende ölüm.
Ne yapsam, gün doğmuyor gönlümce;
Sudur akar kendi bildiğince,
Hangi pencereye koşsam gece;
Gitmiyor bu can bu tende ölüm.
Ne vefasız geçmişten hayır var,
Ne gelecekler imdada koşar,
Çoktandır tekneyi aldı sular;
Çoktandır ümitler sende ölüm.
Sözünde durmadı mavi gökler;
Gün kararıyor gitgide ölüm.
Akşam yeli nedameti söyler;
Nedamet yer etti bende ölüm.
Ne yapsam, gün doğmuyor gönlümce;
Sudur akar kendi bildiğince,
Hangi pencereye koşsam gece;
Gitmiyor bu can bu tende ölüm.
Ne vefasız geçmişten hayır var,
Ne gelecekler imdada koşar,
Çoktandır tekneyi aldı sular;
Çoktandır ümitler sende ölüm.
20-Mezarlık
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık.
Susar ve hatırlar: - Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık
Sizindir, siz gafil, siz bihaber
İnsanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gün açmak için bu çiçekler;
Ölülerin sükûnu çiçekler
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık.
Susar ve hatırlar: - Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık
Sizindir, siz gafil, siz bihaber
İnsanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gün açmak için bu çiçekler;
Ölülerin sükûnu çiçekler
21-Bir Ölünün Ağzından
Kabrime çiçek getirenlere gülerim;
Gafil kişilermiş şu insanlar vesselam;
Bilmezler ki bu kabirle yoktur alakam;
Ben o çiçeklerdeyim, ben o çiçeklerim.
Kabrime çiçek getirenlere gülerim;
Gafil kişilermiş şu insanlar vesselam;
Bilmezler ki bu kabirle yoktur alakam;
Ben o çiçeklerdeyim, ben o çiçeklerim.
22-Ölümden Sonra
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiç bir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz
Ha olmuş, ha olmamış penceremiz;
Akar suda aksimizden eser yok
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiç bir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz
Ha olmuş, ha olmamış penceremiz;
Akar suda aksimizden eser yok
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)